Konuşmacılar
Açıklama
2020'nin ilk aylarında, COVID-19 salgını dünya çapında en büyük endişe haline gelirken, medyada yer alan haberler, yorumlamak için matematik okuryazarlığı veya sayısal bilgi gerektiren bilgilerle dolu hale geldi. COVID-19 salgınının bilgilerini değerlendirmede ve yorumlamada matematik okuryazarlığının temel rolü ilgili alanyazında vurgulanmıştır. Çok basit bir düzeyde, birçok insanın üstel büyüme kavramını basitçe “anlamadığı”, karmaşık düzeyde, modellemenin dinamik doğasının nasıl çalıştığına dair yaygın bir yanlış anlama olduğu görülmektedir. Matematiğin önemi, insan yaşamındaki ve bilim dünyasındaki birçok fiziksel olgunun ve davranışın soyut matematik modellere indirgenebilmesi ve bu modeller üzerinden açıklanabilmesinden ileri gelmektedir. Medyada yer alan haberlerin bilim ile olan ilişkisi, bilimsel medya eğitimi, çeşitli medya türleri arasında bilimin temsillerini seçmek, anlamak, değerlendirmek ve bunlara yanıt vermek için medya ve bilim bilgisinden yararlanma yeteneğidir. Bu çalışmada salgının anlaşılması ve yayılımının tahmin edilmesi için halkın gerekli olan matematiksel kavramlara ilişkin anlayışı incelenmektedir. Bu inceleme süreci ise medya organlarında yer alan ve halkın erişimine açık olan veriler temelinde yapılmaktadır. Ayrıca çeşitli değişkenlerle olan korelasyonlarını da araştırılmıştır: yaş grubu ve cinsiyet, matematikte eğitim düzeyi ve matematik kimliği. Bunu yapmak için pandemiyle ilgili matematik bilgilerine odaklanan kesitsel bir araştırma gerçekleştirildi. Anket Türkiye nüfusunu temsil eden bir örneklem grubuna dağıtıldı (n =439). Bulgular, katılımcıların matematik alanındaki eğitim kazanımlarının, matematik medya okuryazarlığı görevlerindeki başarılarıyla pozitif yönde ilişkili olduğunu gösterdi. Ancak yüksek başarı seviyesine sahip olanlar bile her zaman iyi performans gösteremedi. Ayrıca matematiksel medya okuryazarlığı ile en güçlü ilişkiye sahip açıklayıcı değişkenin katılımcıların matematiksel kimliği olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlar, okul matematiğinin, özellikle de yüksek seviyelerinde, yetişkinleri, örneğin küresel bir salgın döneminde, kendi refahları için önemli olan kritik bilgileri anlamaya hazırlayabileceğini göstermektedir. Ancak aynı zamanda zayıf bir matematiksel kimliğin, yetişkinlerin bu tür bilgilere katılımını önemli ölçüde engelleyebileceğini de ortaya koymaktadır.
